Emirgan Korusu
Emirgan Korusu, duygu ve düşüncelerimin derinlik kazanmasını, içselleşmesini sağlayan, kendimle hesaplaşabildiğim, başarılarımı ödüllendirirken başarısızlıklarımı da cezalandırdığım, sıkıntılarımdan arınabilmek umuduyla kendimi onun doğal ortamına bıraktığım, doğa harikası, bu dünyanın da adeta cennet bahçesi olan bir yerdir. İstanbul’da yaklaşık 30 yıldır oturduğum evimin hemen yakınında bulunmaktadır. İstanbul’un, Sarıyer’in, İstinye’nin gözbebeği ve nefes aldığı bir yerdir.
EMİRGAN KORUSU
Emirgan'ı dolaştım,
Aylardan Nisan ayı.
Bir teşekkür edelim,
Kimin var ise payı.
Evden çıktığım anda,
İki adım ötesi,
Lale Festivaliyle,
Yükseklerde çıtası.
Sarıyer, gelinlik kız,
İstanbul'un incisi,
Emirgan'dan uzakta,
Geçmez gönül sancısı.
Hangi rengi ararsan,
Her türlüsü emrinde.
Burda gördüklerini,
Göremezsin ömründe.
Çam ağaçları ile,
Asırlık çınarları,
Lale bahçeleriyle,
Süslenmiş kenarları.
İstanbul boşalmış ta,
Emirgan'a taşınmış.
Kim bilir buralarda,
Nasıl aşklar yaşanmış.
İstinye'ye sınırdır,
Boğazın bir yakası,
Baharın sarhoş eder,
Lalelerin kokusu.
Trafik kilitlenir,
Hayat durur burada,
Kendimi unuturum,
Emirgan'da arada.
O güzelim koruluk,
Sincaplara yetmiyor,
Sabahın seherinde,
Sayma ile bitmiyor.
Yekta Hoca, Emirgan,
Benim yaşam alanım.
Bildiğim kadar yoktur,
Sözlerimde yalanım.
YEKTA AYDIN. EMİRGAN KORUSU. 13.04.2014 PAZAR. SAAT 15.50