28 Feb 2019

Değirmene Su Taşımak

Şiirlerimde, zaman zaman karamsar bir yapının ve hüzünlü bir yaklaşımın da işlendiğinin farkındayım. O zaman, çevremizde her şey güllük gülistanlıkta, ben mi toz duman içerisinde görüyorum diye, düşünmekten de kendimi alamıyorum. Hüzün ve mutluluğun, acı ve sevincin, ağlama ve gülmenin, insan yaşamında yer alan manevi unsurlar olduğunu, yaşamın ancak böyle dengelendiğini kabullenmek durumunda kalıyorum. Bu zıtlıklardan yola çıkarak ta, mesajlarımı vermeye çalışıyorum.


DEĞİRMENE SU TAŞIMAK

Yalanın, riyakârlığın,
Adına, siyaset dendi.
Oysa temiz toplum için,
Ağır bedeller ödendi.

Âşık olmuş cellâdına,
Ne farkı var bakar körden?
Umudum vardı azaldı,
Güneşin doğduğu yerden.

Mutlu değilim ülkemde,
Çok zor insanca yaşamak,
İnsan öğüten bu zalım,
Değirmene su taşımak.

Alavere, dalavere,
Bu ülkede pirim yaptı.
Biz şeytanı sanıyorduk,
Dostlarda yolundan saptı.

Belki yağmurdan kaçarken,
Doluya tutulacağız.
Gerçek değerin altında,
Ucuza satılacağız.

Zihinlerde arıza var,
Bu işin yok sağı solu.
Siyaset bezirgânları,
Çoktan tutturmuşlar yolu.

Keşke aklım ermeseydi,
Görmeseydi şu gözlerim.
İnsan, şeytandan da fetbaz,
Neye yarar ki sözlerim.

Demokrasinin yolunu,
Demokratlar tıkar oldu.
Mücadelenin amacı,
Menfaat ve çıkar oldu.

Korku imparatorluğu,
Gerçekler vurgulanmıyor.
Güçlülerin dağıttığı,
Adalet sorgulanmıyor.

Yekta Hoca, kendim gibi,
Bildim yanıma geleni.
Kandırmadım, kandırıldım,
Dost sandım, yüze güleni.

YEKTA AYDIN. İSTİNYE PARK. 19.02.2014 ÇARŞAMBA. SAAT. 14,30